21 Kasım 2013 Perşembe

Öğrenci böyle fişlendi

İçişleri Bakanlığı, YÖK aracılığıyla yurtlarda kalanların isimlerini, kimlik numaralarını istedi.
İçişleri Bakanlığı’nın, YÖK aracılığıyla öğrenci yurtlarında kalan binlerce öğrenciyi fişlediği ortaya çıktı. Üniversite rektörlüklerine gönderilen yazıda “yürütülmekte olan bir çalışma için” öğrenci yurtlarının adresleri ve yurtlarda kalan öğrencilerin isimleri ve kimlik numaraları istendi. Bu yazı üzerine üniversiteler yurtlarda kalan öğrencilerle ilgili bilgileri YÖK üzerinden bakanlığa bildirdi. Gezi Parkı eylemlerine katılan bazı öğrencilerin kaldıkları yurtlarda fişlenmeleri ve yurtlarından atılmaları kamuoyunda tartışma yaratmıştı. Ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, kızlı-erkekli öğrenci evlerine müdahale edeceklerini açıklamasıyla birlikte çeşitli kentlerde öğrenci evlerine yönelik polis baskınlarının örnekleri gündeme gelmişti. Tüm bu tartışmalar ardından Cumhuriyet’in ulaştığı bir belge, öğrenci yurtlarında kalan tüm üniversitelilerin tek tek fişlendiklerini ortaya çıkardı. ‘Bir iş için lazım!’ İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 23 Ağustos 2013’te YÖK’e gönderdiği yazıda, öğrenci yurtlarının adresleri ile bu adreslerde kalan öğrencilerin bilgilerinin toplanmasını istedi. Genel müdürlük yazısında, bilgilerin “yürütülmekte olan bir çalışmaya esas olacağı” ifadesine yer verilmesi ve somut bir gerekçe sunulmaması soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Yazı üzerine harekete geçen YÖK ise, 6 Eylül’de tüm üniversitelere “ivedi” ibareli birer yazı gönderdi. YÖK Genel Sekreteri Recep Sarıipek imzasıyla gönderilen yazıda, “Öğrenci yurtlarının adres standartlarına uygun adresleri ile bu yurtlarda kalanların kimlik numaraları, adları ve soyadlarının 23 Eylül’e kadar elektronik ortamda bakanlığa gönderilmesi gerektiği” belirtildi. İşte bu yazı üzerine Türkiye’deki tüm üniversiteler kendilerine bağlı öğrenci yurtları ve bu yurtlarda kalan öğrencilerle ilgili tüm bilgileri YÖK aracılığıyla İçişleri Bakanlığı’na iletti.
Öğrenci fanusun içinde
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, YÖK’ün kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım’da yayımladığı akademik özgürlük bildirisinde şu ifadeleri kullanmıştı: “Üniversite yerleşkeleri öğrencilerin kendi görüşlerini rahatlıkla ifade edebilecekleri güvenli ortamlar olmalıdır. Entelektüel çeşitliliğin ve düşünsel çoğulluğun baskılanması öğretim/öğrenim süreçlerinin verimliliğini azaltacak, öğrencilerin öğrenme özgürlüğünü kısıtlayacak, eleştirel ve derinlikli düşüncenin oluşum imkânlarını zora sokacaktır.” Bu açıklamadan bir gün sonra Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği değiştirilmişti. Soruşturma geçiren öğrencilerin tüm kampustan uzaklaştırılabilmelerini öngören yönetmelikle bugüne kadar birçok üniversitede serbestçe ve siyasi amaçlar dışında da kullanılan “izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş ve pankart asmak” hakkının kınama gerektiren bir suç olarak işlem görmesi hükme bağlanmıştı. Bir başka değişiklikle de suç sayılan öğrenci eylemine katılan öğrencilerin bir yıl boyunca okuldan uzaklaştırılmalarının önü açılmıştı.

 Fırat Kozok/Cumhuriyet

0 yorum:

Yorum Gönder