21 Kasım 2013 Perşembe

Bir intihalcimiz daha oldu! - Necati Doğru

Bilmeyenler için baştan söyleyeyim. İntihalci; ifade, buluş, düşünce, cümle, görüş, fikir hırsızı demek. Başkasının kitabından cümleleri, görüşleri, buluşları, ifadeleri kaynak göstermeden alıp, kendi ifadesi, cümlesi, görüşü diye sunana intihalci (bilim hırsızı) denir.
Suçtur.
Çok ayıptır.
Bir ünlü intihalcimiz vardı.
Adı Ömer Dinçer’di.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçkin kadrosundandı. Başbakanlık Baş müşavirliği ve müsteşarlığı yaptı. Başbakan onu çok tuttuğu için Milli Eğitim Bakanı görevine de getirdi. Ömer Dinçer, yazdığı bir kitapta başka bir yazarın kitabından bolca intihal yaptığı için “üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası” almıştı. YÖK’ün verdiği bu cezayı; Ankara 1. İdare Mahkemesi de “evet intihal gerçektir” diye karara bağladı.

* * *
Bir intihalcimiz daha oldu.
Ne yaman denk gelmedir.
Bir intihalcimiz daha yine Başbakan’ın seçkin kadrosu içinden çıktı. Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na getirilen Prof. Dr. Metin Hülagü, Padişah II. Abdülhamit, Sultan Vahdettin ve Halife Abdülmecit araştırmacısı ve onlara kişisel sevgi yüklü birisi olarak da biliniyor.
Konferanslar veriyor.
Avrupa kentlerine gidiyor.
II. Abdülhamit’i anlatıyor.
Anlatıyor ama kendi buluş, ifade ve cümleleriyle değil.
Hırsızlama cümlelerle…
Tarih araştırmaları yapan Sadık Müfit Bilge (Osmanlı Çağında Kafkasya- Osmanlı’nın Macaristan’ı adlı 2 kitabı var) Metin Hülagü’nün II. Abdülhamit dönemini anlatan “Devr-i Hamid” isimli 5 cilt, lüks baskılı makaleler kitabında yer verilen “Sultan II. Abdülhamit’in Eşleri ve Çocukları” adlı makalesinde yüzlerce intihal (hırsızlık) cümlesi buldu.
Bana gönderdi.
Çalıntı merhum tarihçi Yılmaz Öztüna‘nın “II. Abdülhamit Zamanı ve Şahsiyeti” adlı kitabından satır satır yapılmıştı.
* * *
Hırsızlıktan birkaç örnek:
Nâzik-edâ:
“..esmer, siyah saçlı ve gözlü, uzun boylu, piyanist (Öztuna, 220),”
“..esmer, siyah saçlı ve gözlü, uzun boylu biridir, piyanistti (Hülagü, 275)
* * *
Sâfşi-nâz:
“..diğer kadınefendilerle geçinemedi, padişahtan kendisini boşamasını istedi, arzusu yerine getirildi ve hayat boyu ayda 50 altın maaş bağlandı bir de döşenmiş konak hediye edildi.. (Öztuna, 220-221)
“ ..diğer kadınefendilerle geçinemedi, padişahtan kendisini boşamasını istedi, arzusu yerine getirildi ve hayat boyu ayda 50 altın maaş bağlandı bir de döşenmiş konak hediye edildi.. (Hülagü, 275)”
* * *
Bidar:
“..Uzun boylu,yeşil ela gözlü, kumral, narin yapılı idi.. (Öztuna, 221),
“..Uzun boylu,yeşil ela gözlü, kumral, narin yapılı idi.. (Hülagü, 275).
* * *
Ayşe Desti Zer:
“.. 1924’ten ölümüne kadar çok nadiren dışarı çıkarak II. Abdülhamid’in Gazi Osman Paşa’ya ihsan ettiği Serencebey Yokuşundaki Şehzade Selim Efendi sarayı karşısındaki konakta oturdu… (Öztuna, 222).
“.. 1924’ten ölümüne kadar çok nadiren dışarı çıkarak II. Abdülhamid’in Gazi Osman Paşa’ya bağışladığı Serencebey Yokuşundaki Şehzade Selim Efendi sarayı karşısındaki konakta oturdu.. (Hülagü, 278).
* * *
Şadiye Sultan:
“ ..1953’te İstanbul’a döndü, 4 ay için Beyrut’a gidip döndü, Cihangir’de Muhittin Hacıbekir’in kendisine tahsis ettiği apartman dairesinde yaşayıp öldü.. (Öztuna, 225).
“..1953’te İstanbul’a döndü, 4 ay için Beyrut’a gidip İstanbul’a döndü, Cihangir’de Muhittin Hacıbekir’in kendisine tahsis ettiği apartman dairesinde yaşadı.. (Hülagü, 281).
* * *
Nokta virgülüne kadar aynı.
Dip not ve tırnak yok.
Böyle yüzlerce aşırma var.
Türk Tarih Kurumu’nun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir” demişti. Şimdi bu kurumun başına getirilen; aşırma becerili tarih yazıyor.

0 yorum:

Yorum Gönder