20 Kasım 2013 Çarşamba

Bir söylem ve bir anı - Gündüz Akgül


Önce söylem;
Başbakan Erdoğan'ın Ahmet Kaya'yı Diyarbakır'da anması bazı kesimlerce tepkiye neden olunca, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada  "Ahmet Kaya'ya yıllar önce saldıran, çatal bıçak fırlatanlar bize Gezi'de saldıranlardır. Şimdi açıklama yapıyorlar, ben Ahmet Kaya'ya saldırı olurken tuvaletteydim diyorlar. Ulan hepiniz oradaydınız be" diyerek olay anında orada bulunan sanatçılara fırçayı bastı.
Başbakanın sanatçılara bu bakış açısına, birçok sanatçı tepki gösterdiler.
Muhalefet parti sözcüleri ise hem üsluba hem de sanatçılara bakış açısına tepki göstererek karşı çıktılar.
Bence de, Başbakanın sanatçılara sesleniş üslubu şık olmadığı gibi bakış açısı da doğru değildir.
Halen güncelliğini yitirmeyen ve tartışma konusu olan bu söylemden sonra bir anıyı anımsadım.
Anı şöyle;
Muhsin Ertuğrul başkanlığında ki Şehir Tiyatrolar Topluluğu Ankara’ya gelir Atatürk 12.Nisan 1930 akşamı sanatkârlara Marmara köşkünde bir akşam yemeği verir.
Dr. Reşit Galip sanatkârların yarın Eskişehir’e gideceklerini ve izin istediklerini Atatürk’e söyler. Ayrıca İzin verirseniz elinizi öpmek isterler der.
Atatürk “Hayır el öpemezler” der ve sanatçı olmayanlara dönerek “Efendiler siz hayatınızda mebus olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat hiçbir zaman sanatkâr olamazınız. Böyle olunca da sanatçı el öpmez, sanatçının eli öpülür” der.
Dr. Reşit Galip hiç duraksamaksızın “Evet paşam, hepimiz milletvekili, Bakan oluruz, hatta Cumhurbaşkanı olabiliriz. Fakat hiç birimiz, bu dünya da hiç kimse Mustafa Kemal Olamaz. Onun için izin verinde elinizi öpsünler” Muhsin Ertuğrul ve diğer sanatçılar Marmara köşkünden Atatürk’ün elini öperek ayrılırlar.  
Lider dediğin,
- Her kim olursa olsun insanlara değer vermelidir.
- Mütevazı olmalıdır.
Lider,
Oldu mu VATAN,
Öldü mü EFSANE olmalıdır. 20.11.2013

Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

0 yorum:

Yorum Gönder