Gaziantep'te inşaatlarda çalışan 47 yaşındaki Esat Kaplan, yıllardır biriktirdiği paraları kiraladığı eski bir Rum evinde açacağı müzede sergilemek istiyor.
Kaplan, yıllar önce kaçak yollarla gittiği Hollanda'da bu ülke vatandaşı ile evlenerek, Rotterdam'a yerleştiğini belirtti. Eşinin para bilimi olarak adlandırılan nümismatikle uğraştığını anlatan Kaplan, "Ben de bir liman şehri olan Rotterdam'da koleksiyon için para biriktirmeye başladım. Birçok ülkeden insanlar geldiği için her türlü paraya kolayca ulaşabiliyordum. Bir süre sonra topladığım paralar o kadar çoğaldı ki eşim, bunları Hollanda'da saklamanın ve sergilemenin zor olduğunu söyledi. Bunun üzerine paraları Türkiye'ye getirmeye karar vererek, parça parça taşıdık" dedi.
Aslen Gaziantepli olduğunu anımsatan Kaplan, 2000'de Hollanda'dan ayrılarak Türkiye'ye kesin dönüş yaptığını dile getirdi. Şu anda geniş bir para koleksiyonuna sahip olduğunu vurgulayan Kaplan, Gaziantep Ticaret Odası'nın bir müze oluşturabileceğini düşünerek koleksiyonunu odaya hediye ettiğini belirtti.
Aradan geçen uzun sürede bir gelişme olmayınca, koleksiyonunu geri istediğini dile getiren Kaplan, koleksiyonunu 2005'de ise Gaziantep Müze Müdürlüğü'ne götürdüğünü kaydetti. Dönemin müze müdürünün, "Dünya tarihi avucunun içinde" diyerek kendisini İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne yönlendirdiğine işaret eden Kaplan, "Bu görüşme sonucunda 24 Ocak 2005'te Gaziantep Halk Kütüphanesi'nde ilk sergimi açtım. O dönemde sergi nasıl hazırlanır, cam, çerçeve nasıl yapılır hiç bilmiyordum. Ama buna rağmen sergiyi yaklaşık 50 bin kişi gezdi" dedi.
"ÜLKE TARİHLERİNE IŞIK TUTUYORUM"
Kaplan, koleksiyoncuların ülkelerin ekonomik yapılarına göre para topladığını söyledi. Kendisine Suriye, Irak gibi ülkelerden para getirildiğini belirten kaplan, "Suriye'de bir savaş var. Irak'ta da bir değişim yaşandı. O dönem Irak'tan yeterince para getirttim. Mısır'dan arkadaşlarım aracılığıyla para topladım. Bu ülkelerin siyasi ve ekonomik yapılarında yaşanan değişim paralarına da yansıyor. Arap baharıyla yaşanan değişim yeni paraların ortaya çıkmasını sağladı. Koleksiyonuma eklediğim bu paralarla, ülkelerin tarihlerini de ışık tutuyorum" ifadelerini kullandı.
Paraların desinatör, mimar, mühendis, arkeolog ve tarihçilere birçok şey anlattığını ifade eden Kaplan, "Zengin para koleksiyonuna sahibim ama geçimimi inşaatlarda amelelik yaparak sağlıyorum. Elimden keser düştüğü gün aç kalırım. Allah keserden kazandığım parayı bana bilgi olarak verdi" diye konuştu.
KENDİ MÜZESİNİ AÇACAK
Kaplan, 2009'dan bu yana eski bir Rum evinde kendi imkanlarıyla müze kurmaya çalıştığını belirtti. Kiraladığı atıl binayı bakım ve onarımdan geçiren Kaplan, imkanları dahilinde bir şeyler yapmaya çalıştığını söyledi.
Müzeyi kurmak için kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre destek çağrısında bulunan Kaplan, şöyle konuştu:
"Koleksiyonum o kadar zengin ki 192 ülkenin yanı sıra İlhanlılar, Abbasiler, Selçuklular, Emeviler, Roma, Bizanslılar ile Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere birçok medeniyete ait para bulunuyor. Ama buna sahip çıkacak ne bir üniversite ne de akademisyen var. Kapısını çaldığım bir üniversite beni şikayet etti ve ceza almama neden oldu. 259 sikkeyi elimden zorla aldılar. Bu koleksiyonu talep eden ülkeler var. Norveç ve Hollanda'dan teklifler geldi. Hatta Avusturalya'dan gelip paraları inceleyerek koleksiyonu ülkelerine götürmek istediler. Ama ben kabul etmedim ancak sahip çıkan olmaza vermek zorunda kalacağım."
YIPRANAN PARALARI KENDİSİ ONARIYOR
Kendisine ulaşan kimi paraların eski ve yıpranmış olduğunu belirten Kaplan, bunları kendi yöntemiyle nasıl restore ettiğini anlattı. Eski paraların oldukça hassas olduğuna dikkati çeken Kaplan, "Restore edeceğim parayı, bir peçeteyi ıslatıp çok hafif şekilde nemlendiriyorum. Nemlendiği zaman kağıt yumuşar ve kırışmış, katlanmış yerlerini düzeltmek daha kolay olur. Düzeltme işleminden sonra özel bir plastik malzemeyle parayı kaplıyorum. Bu işin bilimsel ve teknik yöntemlerini bilmediğim için restore işini inşaatçı usulü gerçekleştiriyorum."
0 yorum:
Yorum Gönder