Türk siyasi hayatında yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla 26 bakanın Yüce Divan'da sorgulandığını hatırlatan Bahçeli, 'Beraat etme oranı, cezadan 100 kat fazla" saptamasını yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Diyarbakır, Van, Mardin, Şanlıurfa, Hakkari, Şırnak, Batman, Siirt, Bingöl, Bitlis, Tunceli ve Ağrı gibi 15 il, Kuzey Kürdistan’ın 15 kantonu olarak Kürdistan haritasında var. Hangi partiden olursak olalım buna dikkat edelim" dedi.
Bahçeli, Çankırı’da partisinin seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, iktidar olduklarında ilk uygulamalarından birisinin kapatılan belediyelerin tamamını açmak olacağını söyledi.
"Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi değil miydi? Merkez ilçelere bağlı büyükşehir olarak halktan ziyade başka amaçlara hizmet eden bir belediye olarak faaliyet sürdürmüyor muydu" diye soran Bahçeli, şöyle devam etti:
"Şimdi bunu kalktınız, büyükşehir olarak Diyarbakır ilinin mülkü idaresini kapsayacak şekle dönüştürdünüz. Arkasından Van'ı, Mardin'i, Şanlıurfa'yı büyükşehir yaptınız. MHP olarak bunların büyükşehir olmasına karşı değiliz. Nüfusu 750 bini aşmış olan her yer büyükşehir olacaksa onlar da olsun. Kimsenin bir itirazı yok ama bunun altında bir haince düşünce varsa Türk milleti için bir tuzak varsa bu milliyetçi hareketinin dikkatini çeker."
Hakkari, Batman, Şırnak. Bingöl, Bitlis ve Tunceli'nin il belediyeleri olduğunu anlatan Bahçeli, "Nasıl bir il, Hakkari'de ve Batman'da vali var, vali yok. Ne demek bu: Vali kadrosunda bir şahsiyet var, odasından dışarı çıkamıyor, Dışarıda PKK var" diye konuştu.
Bahçeli, güvenlik sorumluluğunu emniyetten PKK’nın aldığını ileri sürerek şöyle konuştu:
"Her gün olaylar yaşanıyor. Polis kardeşlerim gece gündüz bunlarla uğraşıyor ama devlet orada yok. PKK ne diyor, bunlar bizim hakimiyet alanımızdır. Başka bir ifadeyle alan hakimiyeti sağladığımız yerlerdir. Bu ne demek: bu bizim artık demek. Diyarbakır, Van, Mardin, Şanlıurfa, Hakkari, Şırnak, Batman, Siirt, Bingöl, Bitlis, Tunceli ve Ağrı gibi 15 il, Kuzey Kürdistan'ın 15 kantonu olarak Kürdistan haritasında var. Hangi partiden olursak olalım buna dikkat edelim. Bunun kilometrekaresi 144 bin kilometrekaredir. Nüfusu 860 bindir. Yani diyorlar ki burası 144 bin kilometrekare, Kuzey Kürdistan coğrafyasıdır. 860 bin nüfus burada yaşayan halktır. Bu halk Kürt halkıdır. Öyleyse Kuzey Kürdistan'ın egemenliğini istiyoruz. 'Bağımsız Kürdistan'ı istiyoruz' demektir."
Neler olduğunu daha yeni yeni anladıklarını ifade eden Bahçeli, "Demokrasi, hürriyet diyorlar, başka şeyler söylüyorlar ama altına bakıyoruz bir demokratik açılım kutusunun içine koymuşlar, bir kutuyu kaldırıyorsun milyon dolarlar, diğerini kaldırıyorsun bağımsız Kürdistan" ifadesini kullandı.
17 ARALIK OPERASYONU
MHP lideri Bahçeli, yasama, yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığı olarak demokrasinin temel ayakları olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların ikisi bendeyse yargıyı da hakimiyetime alayım, artık zamanı geldi, ben başbakan, genel başkan, şimdi tam diktatör olmak için 'cumhurbaşkanlığının yolunu açmam' lazım diyor. Şimdi cumhurbaşkanı olabilmek için yargıyı da ele geçirmeye çalışıyor. 'Evet ama'cılara' sesleniyorum: vicdanen rahatsanız yine evet ama deyin bu AKP'ye."
17 Aralık olayının çok önemli olduğunu anlatan Bahçeli, "Yolsuzluk ve rüşvet bir hastalıktır. Bunun önü alınmazsa her zaman devam eder" ifadesini kullandı.
Bahçeli, Başbakanın gezmediği ülke kalmadığını iddia ederek, "Her gün bir yere gidiyor. Sayın Başbakan nerede? Bu aklaşma karalaşma işlerinin dışında ya havaalanında ya da havada. Bu adam bu kadar yeri neden dolaşıyor? Anladım ki bir gün gelir 17 Aralık gibi başıma bir bela sarılırsa kaçacak, 'yerleşecek bir ülke arıyorum' diyor" diye konuştu.
Esnaf ziyaretinde bulunan Devlet Bahçeli, Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifini ziyaret ederek bir süre şoförlerle görüştü. Bahçeli, kooperatif önündeki çalışan bir kamyonun sürücü mahal oturarak şoförleri selamladı.
MEDYA PATRONLARINA: KENDİNİZE ÇEKİ DÜZEN VERİN
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Medya patronlarına Çankırı'dan sesleniyorum, duyunuz, kendinize çeki düzen veriniz" dedi.
Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getiren Bahçeli, "Anayasa değişikliği" adı altında ülke için gizli gündemler ortaya koymanın yanlış olduğunu vurgulayarak, "Bu gizli gündemler ülkeyi tahmin edemeyeceğimiz şekilde bir yerlere sürükleyebilir" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin yoksulluk, yolsuzluk, yabancılaşma ve yozlaşma gibi sorunlarının olduğunu iddia eden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bir ülkede bunlar varsa artık toplumsal yapıda sarsılmalardan bahsedilebilir. O sebepten bu konulara dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksulluğun sonuçları acıdır. Alın gazetelerin birinci ve üçüncü sayfalarına bakın. Cinnet getiren insanların olayları ve katliamları var. Cinnet geçiren bir babanın bir aileyi yok edişini görüyoruz. Sürekli cinayetler, sürekli kadına şiddet ve aile faciaları. Bu olayları hafife alamazsın. Bunlar toplumun sosyal göstergeleridir. Bunlar toplumun tehlike çanlarıdır. Bunu fark etmek lazımdır. Medya sanki büyük bir habermiş gibi defalarca veriyor. Bir defa veriyorsun amenna, o bir bilgilendirmedir. Ama akşama kadar bunu tekrarlamanın, bir kadına şiddetin, bir kadına cinayetin ve saldırının nasıl yapıldığını tekrar tekrar gösterilmesi yayıncılık değildir. Bu, toplumu tahrip etmektir."
Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
"Her ailede zaman zaman huzursuzluklar olabilir ama toplumsal bunalımın artığı ortamlarda 'bir su getirir misin' sözüne dahi şiddet uygulanıyorsa bu şiddetler devam ettiği takdirde televizyonda da her gün bunu görüyorsak, etkilenmemek, etkilendiğini yapmamak da mümkün değildir. Medya patronlarına Çankırı'dan sesleniyorum, duyunuz, kendinize çeki düzen veriniz. Bu, haber değildir değerli arkadaşlarım. Bu, faciayı körüklemektir, ateşi artırmaktır. Toplumu dağıtmak ve yaralamaktır. Bu, sarsıntı içerisinde bazı konuları değerlendirme şansını kaybeden bir ortamda bol keseden para kazanmak, bol keseden Türkiye'nin siyasetini yönlendirmek isteyen bir zihniyetin sakat halidir. 30 Mart'ta sandığa giderken bunların da görülmesi gerekir."
ŞOK İDDİA: SIRADA ÖĞRETMEN KIYIMI VAR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, getirilmek istenen eğitim tasarısıyla yargıda ve emniyette yapılan kıyımların şimdide öğretmenlerde yapılacağını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) teşkilat yapısını kökten değiştirecek maddeleri içeren kanun tasarısı hakkında konuşan Bahçeli, “Her gün değişik illerde 50-100 üzeri emniyet mensubunun yeri değişiyor. Arkasından öğretmenler üzerinden yasa tasarısı meclise getiriliyor. Kadro dışı kalmış veya kadro bulamayan öğretmenlerimizin kadro sorunu çözülmesi gerekirken bakanlığı yeniden müsteşarı hariç hepsini değiştirecek bir tasarıyı meclise getirmek demek, savcı kıyımının, emniyet mensubu kıyımın ve şimdide öğretmenler kıyımının işaretidir.” diye konuştu.
Bahçeli, 30 Mart yerel seçimleri kapsamında partisinin Çankırı il ve ilçe adaylarının tanıtım toplantılarına katıldı. Gün içerisinde partililerle bulunan Bahçeli, daha sonra Çankırılı Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Gündemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, dershaneleri kapatacak kanun tasarısı kapsamında müsteşar dışındaki Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında görev yapan Talim ve Terbiye Kurulu başkanı ve kurul üyeleri, müsteşar yardımcıları, genel müdürler, strateji geliştirme başkanı, tüm grup başkanları ve şube müdürleri ile bütün il milli eğitim müdürleri görevden alınmasına tepki gösterdi.
Türkiye’yi sosyal kargaşaya kaosa ve bunalıma sürüklemenin kimseye faydasının olmayacağını belirten MHP Lideri, kaos ve iftiralar sonrası birçok savcının, emniyet müdürü ve polis memurunun görev yerinin değiştiğini ifade etti. Bahçeli, “Öğretmenler üzerinden yasa tasarısı meclise getiriliyor. Kadro dışı kalmış veya kadro bulamayan öğretmenlerimizin kadro sorunu çözülmesi gerekirken bakanlığı yeniden müsteşarı hariç hepsini değiştirecek bir tasarıyı meclise getirmek demek, savcı kıyımının, emniyet mensubu kıyımın ve şimdide öğretmenler kıyımının işaretidir. Bu nereye kadar devam eder? Bu Türkiye’yi barışa götürmez. Bu Türkiye’yi kargaşaya götürür. Bu Türkiye’de kamplaşmanın, kutuplaşmanın sonucu olarak çatışmayı başlatır. Çatışma ise bugünkü demokratik açılım zırvasıyla almış olduğunu dikkate alırsanız. 100 yıllık barışı, huzuru bozar ve Türkiye bir Türk Kürt kavgasına doğru sürüklenir. Bunun altından Recep Tayyip Erdoğan kalkamaz, AK Parti kalkamaz, bunun altından Türkiye kalkamaz.” şeklinde konuştu.
“BUGÜNE KADAR 26 BAKAN YÜCE DİVANDA YARGILANDI”
Türk siyasi hayatında yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla 26 bakanın Yüce Divan’da sorgulandığını hatırlatan Bahçeli, “Bunların içerisinde 3’ü hariç hepsi beraat etti. Demek ki adalete ne kadar güvenirseniz, kim ne yaparsa yapsın, ederse etsin, adaletin önünde her türlü sorgulamaya açık olduğunuz vakit yüce divanda beraat etme ihtimali, ceza alma ihtimalinden 100 kat daha fazladır. İşte 26 kişinin içerisinde 3 kişi cezalandırıldı. Diğerleri beraat etti.” dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder