17 Kasım 2013 Pazar

Cemaat-AKP Savaşları - Hikmet Çetinkaya

Kılıçlar çok önceden çekilmiş, MİT içinde yürütülen operasyonlarla doruk noktasına ulaşmıştı...
Araya bazı önemli kişiler girmişti...
AKP-cemaat kavgasının fazla büyümemesi için büyük çaba harcadılar. İşin ucu ne zaman polis ve yargı ayağına uzadı, ardından dershanelerin kapatılması ya da özel okula dönüşmesi yeniden gündeme geldi, işte o zaman ok yaydan çıktı.
Cemaatin nasıl örgütlendiğini, nereden nereye geldiğini yakından izleyenlerdenim.
1975 yılında yazdığım “Nur Kampları”yla başladı...
Demek ki aradan 38 yıl geçmiş...
Tamı tamına 8 kitap yazmışım sürece ilişkin...
Gülen hareketi, 80’li yıllarda ivme kazanmış, 1982 anayasa oylamasıyla biçim değiştirmiştir.
Mehmet Kutlular’ın Yeni Asya kolundan kopan Gülen ve arkadaşları, Kenan Evren’in “Anayasayı desteklesinler” mesajına olumlu yanıt verince, eksen değişmiştir.
Turgut Özal’ın katkısı bunda büyük rol oynamıştır 12 Eylül darbesi sürecinde. Aslında öykü uzundur...
Bugüne dek uzanan çizgi şimdilerde “hizmet zinciri” adını alsa bile, Gülen zamanında Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, kimi CHP’lilerle yakından ilişki kurmuştur.
Parti gözetmeksizin hem Tansu Çiller’le hem de Alparslan Türkeş’le ilişkilerini sürdürmüştür.
Bir kişi dışında: Necmettin Erbakan...
***
Sovyetler Birliği’nin çökmesi, Doğu ve Batı Almanya arasındaki Berlin duvarının yıkılması Gülen cemaatine yaradıÜniversiteler, okullar...
Finans kurumu... Bugün banka... Rusya’dan Afrika’ya değin uzanan bir pazar, okullar... 28 Şubat sürecinde Orgeneral Çevik Bir’e tüm okullarının anahtarlarını vermek istemeleri... Unutmadan ekleyeyim... Recep Tayyip Erdoğan 1994 yerel seçimleri öncesi Gülen’i ziyaret edip elini öpmüştür.
Öykü uzundur aslında...
Gülencilerin polis ve yargı içindeki örgütlenmeleri 2002 seçimlerinden sonra yani AKP’nin iktidar olmasının ardından değil, 80’li yıllarda başlamış, 90’lı yıllarda da sürmüştür.
Yargıda en güçlü dönemi yaşıyorlar 2013 yılında...
Poliste kanatları kırıldı...
Milli Eğitim’de eski güçleri yok. Güç ve pay savaşı bugün zirvede...
Gülencilerin kapalı kapılar ardında söyledikleri Erdoğan gibi bir lider için yenilir yutulur şey değil...
***
Eğer herkul.org’a şöyle bir göz atarsanız kapışmayı, pay ve güç savaşının neden kaynaklandığını görebilirsiniz.
Elbet birincisi dershaneler...Bunun dışında polis, yargı ve MİT de var... İsrail’le olan ilişkiler... Biraz daha geriye gidersek Erdoğan’ın Davos’taki “van münit” çıkışı, Mavi Marmara olayı, hani o İsrail komandolarının kanlı baskını, Suriye ve El Nusra... Zincirin halkalarını çoğaltabilirim. Fethullah Gülen’in şu sözleri aslında bu savaşın boyutunu gösteriyor: “Firavun ile Harun aleyhinizde ise isabetli yolda yürüyorsun demektir...” Güç ve pay savaşımı daha da şiddetlenerek sürecek. El mi yaman bey mi o zaman göreceğiz! Çünkü iki taraf birbirlerine “hodri meydan” dedi... Dönüş olanaksız gibi! Gülen, açık konuşuyor: “Yüze gülenlerin, bu kadar kötülük yapabileceklerine inanmak istemiyoruz!” Sonucu yerel seçimlerde göreceğiz... Gülen hareketinin kimilerine göre yüzde 5, kimilerine göre ise yüzde 7 oyu var! Var yok orası ayrı bir şey!
***
Bu oy oranı bir başka partiye yani CHP’ye gider mi gitmez mi onu da bilemem... Adaya bağlı! Şunu söyleyebilirim. CHP içinde Gülen’le görüşenler var! Adaylar bir açıklansın, şöyle ocak ya da şubat gelsin... Şimdiden söylemek zor! Şimdilik görünen bu kapışmanın süreceği... Erdoğan boyun eğmez! Bileğini kimseye büktürmez! Sakın hiç kimse, AKP bölünür parçalanır, bize de pay düşer havasına girmesin. Gelelim Diyarbakır’a... Şov muhteşemdi... Sahnede Erdoğan, Barzani, Şivan ve Tatlıses... Barış, özgürlük, demokrasi... Sen çok yaşa Erdoğan... Erdoğan sahnede, sağında Şivan, solunda Tatlıses... Belediye Başkanı Osman Baydemir ve BDP’liler nerede? Yok!.. Bir taşla beş kuş!.. Seçim, Kandil, Cemaat, BDP ve PYD... Haberiniz ola!..

0 yorum:

Yorum Gönder