15 Şubat 2014 Cumartesi

Meclis'te Tansiyon Yine Yükseldi

Meclis'te Tansiyon Yine Yükseldi


BDP grup önerisi aleyhinde söz alan AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, konuşmasının başında BDP'li Hasip Kaplan'ın ismini kullanınca Genel Kurul'da tansiyon yükseldi.

TBMM Genel Kurulu'nda, iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında basın özgürlüğü konusunda tartışma yaşandı.

BDP, basın özgürlüğü önündeki engellerle ilgili araştırma önergesinin bugün görüşülmesi için Genel Kurul'a grup önerisi getirdi. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Türkiye'de basının özgür olmadığını savunarak, basını özgürleştirmenin Meclis'in görevi olduğunu söyledi.

Türkiye'nin basın özgürlüğüyle ilgili dünya sıralamasından kimsenin iftihar edemeyeceğini dile getiren Kaplan, "Başbakan arıyor, istediği haberi koydurtuyor. Danışman köşe yazarını görevden aldırıyor" dedi. 

Kaplan, çıkar ve menfaatleri için basını bugünkü duruma düşürenleri lanetlediğini de ifade etti. 

AK Parti İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca da Gezi olayları sırasında Kabataş'ta saldırıya uğradığı iddia edilen Zehra Develioğlu ile ilgili görüntülerin yayınlandığını anımsatarak, Develioğlu'nun o günkü acısını bugün yeniden yaşadığını söyledi. 

Kamu hukukuna uyulması gerektiğini dile getiren Kaynarca, Basın Kanunu'nda, Türk Ceza Kanunu'nda ve RTÜK Kanunu'nda düzenlemeler yapıldığını belirtti. 

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ise Türkiye'de ifade özgürlüğü olmadığını öne sürerek, bunda gazete yönetimleri ve sahiplerinin de payı olduğunu söyledi. Yazılı ve görsel basının sınırlandığını, şimdi de internet ve sosyal medyanın kısıtlanmak istendiğini savunan Balbay, "Bugün artık Türkiye'de patron ataması yapılıyor. Yayın organlarının patronlarının kim olacağına hükümet karar veriyorsa bütün özgürlükler sıfırla çarpılmış demektir, basın özgürlüğü yoktur" diye konuştu.

TAYYAR İLE KAPLAN ARASINDA GERGİNLİK

Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, BDP'nin önerisinin aleyhindeki konuşmasının başında, Hasip Kaplan'ın konuşmasından sonra Genel Kurul salonundan ayrılmasını ve sonra tekrar gelmesini eleştirdi. 

Tayyar'ın sözlerine tepki gösteren Kaplan, yerinden ayağa kalkarak, Başkanvekili Sadık Yakut'tan Tayyar'ı uyarmasını istedi. 

Tayyar, Kaplan'a konuşmasından sonra söz isteyebileceğini belirtirken, Kaplan'ın, Tayyar'a, "Alçak, pislik" dediği duyuldu. Tayyar da Kaplan'a, "Terbiyesizlik, ahlaksızlık yapma" diye karşılık verdi. Tayyar ve Kaplan arasındaki gerginliğin tırmanması üzerine Yakut, birleşime ara verdi. Bu sırada Kaplan'ın üzerine yürümek isteyen Tayyar'ı araya giren milletvekilleri durdurdu. 

Aranın ardından konuşmasına devam eden Tayyar, "Bunların yaşanmasını arzu etmezdim. Şahsımı hedef alan ağır sözleri sahibine iade ediyorum" dedi. 

Basın özgürlüğünün öteden beri Türkiye'de kötürüm yapıda olduğunu belirten Tayyar, medyanın yıllarca vesayetçi anlayışın kaldıracı gibi hareket ettiğini söyledi. Milliyet Gazetesi'nde muhabirlik yaparken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın talimatıyla işten atıldığını belirten Tayyar, "Medya kendi iç hesaplaşmalarını siyasiler üzerinden yürütür. Hasan Cemal'in gazetesinden ayrılmasının ne Başbakan ile ne hükümetle uzaktan yakından ilgisi yoktur" diye konuştu. 

Ergenekon ve Balyoz davası sürecinde gazetecilere dava açıldığını anlatan Tayyar, kendisinin de 4 ayrı davada 65 ay hapis cezası aldığını kaydetti. Tayyar, CHP sıralarına, "Bu memlekette her şeyi söylüyorsunuz ama darbeciden gazeteci yapan sizsiniz. Silivri'den buraya tünel kazdınız. Ben yıllarca gazetecilik yaptım jandarma istihbaratın göbeğinde akıl hocalığı yapmadım" diye seslendi. 

Sataşma gerekçesiyle söz alan Balbay, "Her şeye darbe demekten vazgeçin. Hakkında hapis istendi diye 'basın özgürlüğüne darbe' diyor. Ben 5 yıl demir parmaklıklar arkasında yattım" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise basın özgürlüğünün olmazsa olmaz kural olduğunu vurgulayarak, "Ama basın özgürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı'nda 'Bunlarla bu iş olmaz. Daha ne duruyorsunuz' demek, onlara yol haritası çizmek değildir. Bizim yaşadığımız darbenin en önemli unsurlarından biri, basının bazı demokratik olmayan kuvvetleri tahrik etmesidir" diye konuştu. 

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise Türkiye'nin basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154. sırada olduğunu belirterek, "Başbakan'ın gazetelerde, televizyonlarda sansür görevlileri var" dedi. 

BDP'nin grup önerisi reddedildi.

0 yorum:

Yorum Gönder