24 Ocak 2014 Cuma

Sosyal Medyanın Gelişimi ve Protesto Yöntemleri

Geçmişe nazaran çok daha fazla sayıda internet kullanıcısının olduğu günümüzde toplumsal olaylara karşı gösterilecek olan eylemler bir yandan çeşitlilik kazanırken bir yandan da katılım ve etki oranını da büyük ölçüde farklılaştırıyor. 


Daha önceleri kısıtlı bir kitlenin kullandığı internet, çok daha az kişinin bu gibi toplumsal olaylara müdahale etmesine imkan sağlıyordu. Bugün gelişen web tabanlı yazılımlar, ortaya konulan yeni ürünler bu sayıyı arttıran en etkili nedenlerin başında geliyor. Çok uzağımızda değil, bundan sadece bir kaç yıl önce internet siteleri sadece "bilgi edinme, araştırma yapma" gibi küçük çaplı bir kullanım alanı sağlarken bugün, "semantic web" olarak adlandırılan yeni dönemle (2000 - 2010 yılları arasında web 2.0 dönemi yaşanırken, 2010 - 2020 yılları arasında semantic web dönemi yaşanıyor) birlikte Facebook ve Twitter gibi daha çok ziyaretçinin kullanımına, onun istediği yerde istediği eklemeleri yapıp istemediği şeyleri çıkarmasına imkan sağlayan internet siteleri ya da web programları piyasaya sürüldü.

Aslında ilk çıkış noktaları tümüyle interneti daha sosyal bir kullanım alanı yapmaya dayalı olsa da zamanla artan popülarite, milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilme gibi durumların ortaya çıkmasından sonra kapitalizmin müdahale etme alanlarından biri haline gelmiştir bu gibi sistemler. İnsanların daha fazla bilgisayar başında vakit geçirmesini ve böylece dünyada olup bitenleri daha geç algılamasını isteyen kapitalizm, kendisi için yepyeni ve eşsiz, belki de bir sonraki aşaması olan emperyalizmin silahlarından bile daha etkili ve yepyeni bir silahı keşfetmiş oldu. Milyonlarca insanı Facebook başında saatlerce meşgul ederek, dünyadaki bir çok coğrafyayı sömürgeleştirme, dünya üzerinde bulunan kapitalizm karşıtı bir çok ülkeyi ve bu ülke iktidarlarını çökertme eylemine daha kolay girişebiliyor.

Bu gibi sistemlerin kapitalizm açısından bir çok faydasının olduğunu açıkça söyleyebiliriz. Örneğin, günde milyonlarca kişinin takip ettiği bir web sitesi çok iyi bir pazarlama yeri olarak keşfedilmiştir. Burada her saniye karşınıza türlü türlü reklamlar çıkartarak, eğlence adı altında sundukları oyunlarda emperyalizmin farkında olunmadan kanımıza işlenerek, oyunlaştırma (bir nevi gittiğimiz cafe ve restoranları anketler ve çeşitli uygulamalarla habersizce paylaşmak, reklamını yapmak gibi açıklayabiliriz oyunlaştırma kavramını) kavramıyla bir şirketin reklamını hiç para ödemeden yüz binlerce insana yaptırarak kendi isteklerini sorunsuzca ve neredeyse en düşük maliyetle çok büyük kitlelere yaptırmaktadır.

Ancak fark etmedikleri ya da ilk başlarda akıllarına gelmeyen bir husus var, bu da; insanların bu gibi sosyal etkileşimin fazlasıyla ön planda olduğu sistemlerin başına geçmesiyle birlikte aktivist kişiliklerin çeşitli olaylar, toplumsal sorunlar gibi durumlar karşısında farklı tepki yöntemleri ve bu tepkiyi eyleme dökecek olmalarıdır. Mısır'ın başkenti Kahire'deki Tahrir Meydanı'na doluşan kalabalığın Facebook üzerinden örgütlenmesi dünya çapında büyük ses getirmiş, kısa zamanda kentin tüm internet bağlantısı emperyalist güçler tarafından saf dışı bırakılmıştı. Ancak unuttukları bir şey daha vardı, GSM operatörleri. Buradan örgütlenmeye ve büyümeye devam eden yüz binlerce kişi kısa süre içerisinde Tahrir Meydanı'na doluşmuştu.

Sadece bir yerde bir araya gelmek olarak değil, sosyal medyanın gücünü kullanarak toplumun büyük kesimini ciddi oranda etkileyen olaylar karşısında yalnızca bir fotoğraf karesi, profil isimlerinde küçük bir değişiklik, açılan bir sayfa, milyonlarca kişi tarafından kapak yapılan bir fotoğraf anında sosyal medyadan taşıp diğer medya araçlarının malzemesi haline gelince de büyük bir eylem ortaya çıkmış oluyor. 

Sonuç olarak; Facebook, Twitter, çeşitli sözlükler ve blog sayfaları bundan bir kaç yıl öncesine oranla bugün daha yüksek derecede çoksesliliği içerisinde barındırıyor. Hiç bir etnik, mezhepsel farklılık gözetilmeksizin solcusu, sağcısı, dinlisi, dinsizi, Kürdü, Türkü aynı sistemler içerisinde bulunuyor. Bu sebeple 21. yüzyılın en önemli atılımlarından biri olan internetin genele seslenen bir protesto alanı olduğunu kabul etmek ve bu protestoların kalıcılığını ve etkilerini iyi görmek ve bu yönde tartışmak lazım. Çok fazla emek gerektirmeyen ya da sıfır emek gerektiren, riski düşük protesto alanı olduğundan dolayı da her gün bir çok kişinin birden fazla olaya ya da duruma karşı tepki gösterdiği bir ortamdan bahsederken bu derece fazla olayın gündeme getirilmesi "bazen de önemli gelişmelerin daha kısa süreli olarak gündemde kalmasını sağlıyor" diyebiliriz. 

0 yorum:

Yorum Gönder