24 Kasım 2013 Pazar

Sayın Başbakan, Öğrencilerimizi Rahat Bırakın! - Celal Şengör

Sayın Başbakan Tayyip Bey! Üniversite öğrencilerimizi rahat bırakın. Hemen hepsi 18 yaşın üzerinde olan öğrencilerimizin özel yaşamları, başkalarını fiziken rahatsız etmedikleri sürece, nerede olursa olsun, sizi ilgilendirmemeli..


Siz, özendiğiniz bazı Müslüman ülkelerde görülen ve ilkel bir müessese olan ahlâk polisliğine heveslenseniz bile, modern dünya size böyle bir işe soyunma yetkisini ve fırsatını vermez. Dünya görüşünüz sadece sizi ilgilendirir. Bunu başkalarına empoze etmeye kalkmak, modern insan yaşamı ile bağdaşmadığı gibi, ağzınızdan düşürmediğiniz demokrasi kavramı içine de sığdırılamaz. Özel veya devlet yurdunda isteyen, istediği gibi yaşar, sevişir, uyur, çalışır. Sizin göreviniz, o yurtlarda öğrencilerimizin en iyi şekilde barınmalarını ve beslenmelerini ve emniyetlerini sağlamaktan ibarettir. Gerisine ne siz ne de anne ve babaları karışabilir, zira bu kişiler reşittir.

Şikâyetçi olan anne ve babaları istedikleri kadar size başvursunlar: Bu şikâyetlerden hareketle öğrencilerin hayatına müdahale, ilkel bir davranış olacağı gibi, hem insan haklarına, hem demokrasiye, hem de elinizden gelen tüm gayretlere rağmen ülkemizde henüz yıkamadığınız modern insan yaşamının temel ilkelerine karşıdır.

Bu tür yaklaşımların arkasında bir seks korkusu olabilir. Bu korku Katolik kilisesinde de vardır. Sonucu, ortaçağdan beri din adamlarının küçük çocukları iğfal etmesi olmuştur. Normal olan, reşit insanların seks yapması yerine, böyle sapıklıkların olmasını kimse istemez!?

Sizin üniversitelerle ve üniversite öğrencileri ile ilgili göreviniz, üniversitelerin modern bilimi yapma ve öğretme olan görevlerini en iyi şekilde yerine getirmelerini sağlamaktan ibarettir. Ancak iktidar olduğunuzdan beri bunun tam tersini yaptınız. Partinizin kurucularından olan ve her fırsatta yakın arkadaşlığınızdan ve yoldaşlığından bahsettiğiniz Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı, rektör atamalarının ekseriyetinde, bu makamlara gelmemesi gereken kişilere üniversitelerimizi teslim etmek şeklinde gerçekleştirmek oldu.

Üniversite sayılarını, sistemin kaldırmasının mümkün olmayacağı sayılara çıkarttınız. Siz, elinizde bulunan Milli Eğitim Bakanlığının yetkisini okullarımıza Ortaçağ kıstasları getirmek istikametinde kullandınız. TÜBİTAK’ta yaptıklarınız ortadadır. İktidar olur olmaz, TÜBİTAK gibi güzide bir kurumumuzun başına kanuna aykırı olarak atama yaptınız. Atadıklarınız, modern biyolojinin temeli olan evrim kuramına, bilime dayanarak değil, hurafeye istinaden karşı çıkmakta beis görmediler. Bu bilime ve dolayısıyla insanlığa karşı işlenmiş affedilmez bir suçtur. Üniversiteye giden öğrencilerimiz tüm bu adımlarınızı dikkatle takip ettikleri için, en temiz duyguların arkasından onların modern yaşam haklarına yaptığınız saldırıları iyi değerlendirmektedirler.

Sayın Başbakan!
Gittiğiniz yol, bir toplumu felâkete sürükleme yoludur. Tarihte bunun pek çok örnekleri vardır. Ortaçağın karanlık dönemlerinden kalan uygulamalarla, hiçbir toplum ve hiçbir devlet modern çağda yücelmemiş, bilakis parçalanmış, içine nifak tohumları atılmış, bedbaht insan gruplarına, terör cehennemlerine dönüşmüştür. Günümüzde bile bir Afganistan, bir Pakistan böyle durumların örneği değil midir?

Ne tahsilinizle ne de görgünüzle üniversite kavramının içine keşke nüfuz edebilseydiniz.. Belli ki parti ve hükümet içindeki çalışma arkadaşlarınız da, dile getirdiğiniz sözler ve aldığınız kararlarla toplumumuza verilen büyük zararların önüne geçemiyor. İnsanlığa karşı ortak bir suç işleme durumu ortaya çıkıyor.

Sayın Başbakan!
İnsanlık, dura kalka da olsa, bazen geriye adımlar atarak da olsa, her zaman ilerlemiştir. Bugün mağara adamından çok farklı, çok daha mutlu bir seviyeye ulaşmış bulunuyoruz. Bunu başaran, hemen her zaman muhafazakârlık duvarlarını yıkan gençler olmuştur. O gençlere kendi kısıtlı bilgi ve görgünüzden türettiğiniz ve günümüz gerçekleriyle bağdaşması mümkün olmayan düşüncelerinizi empoze edemezsiniz. İlerleme, olanı muhafaza ile değil, olanı geliştirmekle mümkün olabilir. Tavsiyem, gençlerin aklından, bilgisinden ve heyecanından birşeyler öğrenmenizdir. Bu hepimiz için hayırlı olur. Bunun aksini yapmak, mahşerin kapısını aralamak olur ki, bundan fayda sağlayan bir lideri tarih kaydetmemiştir.

Cumhuriyet/Bilim Teknik/15/Kasım/2013

0 yorum:

Yorum Gönder